Rahim Ağzı Yetmezliği Nedir? Gebelikte Nasıl Tedavi Edilir?
Gebelik süreci, anne adayının hem bedensel hem de duygusal olarak hassas olduğu bir dönemdir. Bu süreçte rahmin ve rahim ağzının (serviks) sağlıklı bir şekilde işlev görmesi, gebeliğin güvenle devam etmesi için büyük önem taşır. Rahim ağzı yetmezliği, serviksin gebelik ilerlerken bebeğin ağırlığını taşımakta yetersiz kalması durumudur. Bu sorun erken doğum riskine yol açabileceği için dikkatle takip edilmesi gerekir.
Rahim Ağzı Yetmezliği Nedir?
Rahim ağzı, gebelikte bebeğin ve amniyon kesesinin rahim içinde güvenle kalmasını sağlayan güçlü bir yapıdır. Ancak bazı kadınlarda serviks, doğum başlamadan önce istemsiz olarak açılmaya ve incelmeye başlar. İşte bu durum rahim ağzı yetmezliği olarak tanımlanır. Genellikle 2. trimesterde (14–24. haftalar arasında) belirti verir ve önlem alınmazsa erken doğum ya da düşük riski oluşturabilir.
Rahim Ağzı Yetmezliğinin Nedenleri
Rahim ağzı yetmezliği farklı faktörlerden kaynaklanabilir:
Önceki doğumlarda servikse zarar veren müdahaleler,
Tekrarlayan düşükler,
Servikse yönelik cerrahi işlemler (LEEP, konizasyon vb.),
Genetik olarak serviksin yapısal zayıflığı,
Çoğul gebeliklerde artan baskı.
Her anne adayında aynı nedenler görülmeyebilir. Bu nedenle kişisel değerlendirme oldukça önemlidir.
Belirtiler
Rahim ağzı yetmezliği çoğu zaman belirti vermeden ilerleyebilir. Ancak bazı anne adaylarında şu şikâyetler görülebilir:
Alt karın ya da bel bölgesinde hafif ağrı,
Vajinal basınç hissi,
Artmış vajinal akıntı,
Lekelenme tarzı kanamalar.
Bu belirtiler fark edildiğinde mutlaka bir kadın doğum uzmanına başvurulmalıdır.
Gebelikte Rahim Ağzı Yetmezliği Nasıl Tedavi Edilir?
Rahim ağzı yetmezliğinin tedavisi kişiye ve gebeliğin seyrine göre değişir. Başlıca yöntemler:
1. Servikal Dikiş (Serklaj)
En yaygın tedavi yöntemidir. Serviks etrafına dikiş atılarak rahim ağzının kapalı kalması sağlanır. Genellikle 12–16. haftalar arasında uygulanır ve doğuma yakın dönemde dikiş alınır.
2. Vajinal Pessar Kullanımı
Serviksi destekleyen silikon halka (pessar) rahim ağzına yerleştirilerek bebeğin ağırlığının dengelenmesi sağlanır.
3. İstirahat ve Takip
Bazı durumlarda anne adayına istirahat önerilir ve düzenli ultrason takipleriyle rahim ağzının uzunluğu kontrol edilir.
4. İlaç Tedavileri
Rahim kasılmalarını önleyici ilaçlar ve progesteron desteği ile gebeliğin güvenle devam etmesine yardımcı olunur.
Erken Tanı Neden Önemlidir?
Rahim ağzı yetmezliği, erken tanı konulmadığında ciddi gebelik kayıplarına yol açabilir. Düzenli gebelik kontrolleri, ultrason muayeneleri ve gerekli durumlarda servikal uzunluğun ölçülmesi sayesinde riskler önceden belirlenebilir.
Op. Dr. Yeliz Akçelik ile Güvenli Gebelik Takibi
Gebelik sürecinde her anne adayının ihtiyaçları farklıdır. Op. Dr. Yeliz Akçelik, Kartal’da bulunan kliniğinde gebelik takibini titizlikle yapar, rahim ağzı yetmezliği gibi riskli durumlarda kişiye özel tedavi yöntemlerini uygular. Böylece anne adayları daha güvenli bir gebelik süreci yaşayabilir.
Sık Sorulan Sorular
Rahim ağzı yetmezliği gebeliğin kaçıncı haftasında ortaya çıkar?Genellikle 14–24. haftalar arasında belirti verir.
Rahim ağzı yetmezliği tekrarlar mı?Evet, daha önce bu sorunu yaşayan kadınlarda sonraki gebeliklerde de görülebilir.
Serklaj işlemi ağrılı mıdır?Genellikle anestezi altında yapıldığı için ağrı hissedilmez.
Serklaj sonrası normal doğum yapılabilir mi?Çoğunlukla dikiş doğumdan önce alınır ve doğum şekline göre süreç ilerletilir.
Rahim ağzı yetmezliği ultrasonla anlaşılır mı?Evet, serviks uzunluğu ultrasonla ölçülerek risk tespit edilebilir.
Rahim ağzı yetmezliği olanlar tamamen istirahat mi etmeli?Duruma göre hekim kısmi ya da tam istirahat önerebilir.
Pessar güvenli midir?Evet, doğru şekilde yerleştirildiğinde güvenli ve etkili bir yöntemdir.
Progesteron tedavisi her hastaya uygulanır mı?Hayır, yalnızca uygun vakalarda hekim önerisiyle kullanılır.
Rahim ağzı yetmezliği olanlar sağlıklı doğum yapabilir mi?Uygun tedavi ve takip ile birçok kadın sağlıklı bir doğum yapabilir.
Rahim ağzı yetmezliği kimlerde daha sık görülür?Daha önce servikal cerrahi geçirmiş, tekrarlayan düşük yaşamış veya çoğul gebeliği olan kadınlarda daha sık görülür.
